EVSEL ATIK REHBERİMİZ > ATIKLARIMIZI TANIYALIM > BÖCEK İLAÇLARI  > Dış Mekan Böcek İlaçları  > Faydalı Bilgiler  > Sağlığa ve Çevreye Etkiler

Atık Yönetimine Girmediği Durumda Sağlığa ve Çevreye Etkileri

Bazı pestisitler kolaylıkla biyolojik-ayrışmaya uğramaz, uyguladığımız veya taşındıkları çevrede dirençli olarak kalırlar. Bu özellik bazı hastalıkları kontrol etmede avantaj olsa da, kimyasal maddelerin çevrenin diğer kısımlarına hareketleri yönünden de bir dezavantajdır. Bu durum, kimyasal maddelerin hedef olarak seçildiği zararlı ve hastalık etmeni organizmaların dışındaki diğer canlıları da etkileyerek sorun oluşturur. Toprak fauna ve florası da bu etkiden zarar görebilir. Problem, bu kimyasal maddelerin organizma dokularına iştirak etme eğilimleri ile besin zincirinde tırmanması sonucu ortaya çıkar. Kuşlar ya da balıklar gibi ikincil ve üçüncül tüketici varlıklar, bu tür kimyasal maddeleri bünyelerinde biriktirirler.

Herhangi bir şekilde toprağa geçen bu kimyasal maddeler;

  • Buharlaşabilir ve rüzgarla taşınarak başka bölgelerde (yağmur ve rüzgarın sürüklemesi sonucu) tekrar yer yüzüne dönebilir. Bu yolla hedef olmayan diğer organizma ve bitkilere ulaşan pestisit, bunlarda kalıntı ve toksisiteye neden olabilir.
  • Kil ve organik maddeler tarafından adsorbe olabilirler.
  • Difüzyon ve yıkanma sonucunda toprağın alt katmanlarına doğru taşınabilirler.
  • Güneş ışınlarının etkisiyle kimyasal değişikliğe uğrayabilirler.
  • Mikroorganizmalar tarafından parçalanabilir ve bitkilerin yapısına girebilirler.

Pestisitler, yağmur suları ile yüzey akışı şeklinde veya toprak içerisinde aşağıya doğru yıkanmak suretiyle taban suyu ve diğer su kaynaklarına ulaşarak bu sularda balık ve diğer omurgasız su organizmalarının ölmesine; bu organizmalardaki pestisit kalıntısının gıda zincirimize girmesi ve kontamine olmuş suların içilmesiyle kronik toksisitenin oluşmasına neden olurlar.

Tarımsal üretimde bilinçsiz ve aşırı miktarda kullanılan kimyasal gübreler de çevre üzerinde oldukça olumsuz etkiler yaratır. Gübrelemenin çevre üzerine olan etkileri; toprak, su, hava ve bitki kalitesi üzerine olur. Gübrelemenin yüzey suları ve içme suları üzerine olumsuz etkileri en çok azotlu ve kısmen de fosforlu gübrelerin dengesiz bir şekilde kullanımından kaynaklanıyor. Gübreleme ile sulara karışan veya bitki bünyesinde birikebilen nitrat, çevreyi kirletici ana unsurdur. İçme sularımızın 20 ppm’den daha yüksek düzeyde nitrat azotu içermemesi gerekir. Bu sınır değer, yoğun gübrelemenin yapıldığı yerlere yakın su kaynaklarında ve yüksek infiltrasyon kapasitesine sahip hafif yapılı topraklarda aşılıyor.

Bu sayfadaki içeriklerin bütün hakları sakldır.