EVSEL ATIK REHBERİMİZ > ATIKLARIMIZI TANIYALIM > OTOMOTİV ÜRÜNLERİ  > Antifriz  > Faydalı Bilgiler  > Sağlığa ve Çevreye Etkiler

Atık Yönetimine Girmediği Durumda Sağlığa ve Çevreye Etkileri

Etilen glikol tehlikeli bir kimyasal olduğundan, antifriz atıklarını uygunsuz yerlere boşalttığımızda; çevreye, diğer insanlara ve hayvanlara ciddi zararlar verebiliriz.

Etilen glikolun tat olarak tatlı yapıda olması açık bıraktığımızda veya yere döktüğümüzde hayvanların veya çocukların ilgisini çekerek zehirlenmelerine sebep olabilir. Her yıl dünya çapında binlerce kedi ve köpeğin yere dökülmüş antifriz atıklarından zehirlenerek hayatını yitirdiğini biliyor muydunuz!

Atık antifriz kaplarını çöpe attığımızda ya da kullanılmış antifrizi yere döktüğümüzde, tehlikeli maddeler toprağa karışır oradan da yer altı sularına kadar ulaşarak kirliliğe sebep olur. Aynı şekilde drenajlara ya da yağmur kanallarına akıttığımız antifrizler de yeryüzü su kaynaklarının kirlenmesine sebep olur.

Etilen glikolun 10 gramı bir kediyi, 30 gramı bir kopeği ve iki-üç yemek kaşığı dolusu ise bir çocuğu öldürebilecek kadar zehirli madde içerir. Etilen glikol vücuda alındıktan 1 ila 6 saat sonra ilk belirtiler; kalp atışlarının hızlanması ve hızlı soluma ile kendini gösterir.

Etilen glikol sindirildikten 12 - 36 saat sonra hastanın sinir sisteminin, beyninin ve ardından böbreklerinin tahribine neden olarak hastayı komaya sokar, akabinde ölümüne sebep olur.

Etilen glikolun güneş enerjisi tesisatlarında kullanımı, araçlarda kullanımından çok farklıdır. Antifriz olarak etilen glikol kullanılan kapalı devre güneş enerjisi sistemlerinde, etilen glikol + su karışımının, kullanım suyuna karışması durumunda, cildimize zarar vereceği gibi, ısınmış su içerisinde etilen glikol kısmen buharlaşarak solunum yolu ve yiyecekler ile de bünyemize geçer. Motorlu taşıtlarda sadece antifrizin radyatöre doldurulması işlemi esnasında ve radyatörün su kaynatması durumunda, deri ve gözlerimizin zarar görmesi riski var iken, güneş enerjisinden ısınan sıcak suyun, tesisattaki antifriz ile karışması durumlarında, tüm vücudumuzun ve iç organlarımızın zarar görmesi söz konusudur.

Kurşun vücudumuza solunum, içme suyu ve gıda zinciri yolu ile girer. İşitme bozukluğuna, sinir iletim sisteminde ve hemoglobin bileşiminde düşmeye, kansızlığa, mide ağrısına, böbrek ve beyin iltihaplanmasına, kısırlığa, kansere ve ölüme neden olur. Kadmiyum 4000C’nin üzerinde aerosol halinde atmosfere geçer. Çöp depolama sahalarında bozularak Kadmiyum ve bileşikleri serbest hale geçer, ardından suya karışır. Kadmiyumlu sızıntı suyu, içme suyunu ve toprağı kirleterek gıda zinciri ve içme suyu yolu ile vücudumuza girer. Sağlığımızı bozarak; akciğer hastalıklarına, prostat kanserine, kansızlığa, doku tahribine neden olur. Anfiyen ve kronik neval tübüler bozukluğa, böbrek üstü bezlerinin tahribine neden olur.

Vücudumuz kadmiyumu kalsiyum gibi algılar ve kadmiyum vücudumuzda birikmeye başlar. Vücutta kalsiyum eksilmesinden dolayı kemiklerimiz yavaş yavaş zayıflamaya başlar. Ayakta durmak hatta öksürmek bile kemiklerimizin kırılmasına, hatta iskeletimizin ufalanarak neticede ölüme neden olur.

Kromun vücuda etkisinde en çok deri belirtileri önemlidir. Krom ülseri, krom iyonlarının direkt etkisi ile oluşur ve deride deliklerin oluşmasına neden olur.

Bu sayfadaki içeriklerin bütün hakları sakldır.