EVSEL ATIK REHBERİMİZ > ATIKLARIMIZI TANIYALIM > TEMİZLİK MALZEMELERİ  > Dezenfektanlar  > Faydalı Bilgiler  > Sağlığa ve Çevreye Etkiler

Atık Yönetimine Girmediği Durumda Sağlığa ve Çevreye Etkileri

Temizlik malzemelerinin çevremize verdiği en büyük zarar, suda çözünmeden kalan deterjan atıklarının denizlerimize ulaştıklarında deniz suyundaki tuzun etkisiyle köpürme yeteneklerini kaybetmeleri ve su üzerinde film tabakası oluşturmalarıdır. Bu film tabakası suya oksijen girişini engeller ve su canlılarının yaşamını tehlikeye sokar.

Dezenfektan ürünlerin çoğu doğal ortamda ayrıştırılıp geri kazanılmayan petrol kökenli malzemeler olan fenol, amonyak ve diğer zararlı kimyasal maddeleri içerirler. Bu ürünlerin büyük kısmı doğrudan kanalizasyona akıp sonunda yer altı ve yer üstü su sistemlerine karışır. Toprağa ya da suya karışan bu kimyasallar, ayrıştırılamadığından birikme yaparak giderek daha büyük sorunlara sebep olur. Bahsettiğimiz bu kimyasallar, en sonunda ise "fazla yüklenme" olasılığı yaratarak vücudumuzda depolanır ve zehirli olma düzeyine ulaştığında kronik yorgunluk sendromu, alerjiler, karaciğer sorunları, lenf kanseri gibi çeşitli hastalıklara yakalanmamıza yol açar.

Deterjan içerisinde, yüzey-aktif madde dışında önemli oranda (%70-90) bulunan temizleyici, beyazlatıcı, yumuşatıcı, köpürtücü, parlaklık verici ya da antiseptik özellik veren katkı maddelerinin çoğu da yüzey-aktif madde gibi organizmamıza gıdalar ve diğer yollarla girdiklerinde dokularımızda tahriş sonucu olumsuz etkilere neden olabilirler. Her ne kadar bu maddelerin kanserojen etkileri olduğuna ilişkin kesin bir bilgi olmasa da birçok kanser türünün, dokuların sürekli tahrişi sonucu oluşabildiği literatürlerde bulunan bir durumdur.

Evsel temizlik malzemeleri sadece toprağı ve su kaynaklarını değil, teneffüs ettiğimiz havayı da tehdit ediyor. Sprey şeklindeki fırın temizleyiciler, dezenfektanlar, mobilya parlatıcıları/temizleyicileri ve diğer tüm sprey ürünler, birkaç gün sonra soluyacağımız havanın bir parçası oluyor.

Aerosol kaplar içerisindeki ürünler ise içerdikleri sıkıştırılmış gazlar sayesinde ozon tabakasının incelmesine sebep olur. Bu tabaka güneşten gelen zararlı ultraviyole ışınlarının (UV-B) dünyaya ulaşmasını önler. Ozon tabakası zarar gördükçe, dünyaya ulaşan UV-B ışınlarının miktarı da artar. UV-B ışınları bütün yaşayan organizmalar üzerinde zararlı etkilere sahiptir; bitkilerin büyüme hızını azaltır, cilt kanserine yakalanmamıza sebep olur, göze zarar verir, enfekte hastalıklara (sıtma vb. gibi) yakalanma riskimizi artırır.

Bu sayfadaki içeriklerin bütün hakları sakldır.